Ana içeriğe atla

Bir İngilizce Öğretmeni Olarak Duolingo


Duolingo, bir çok açıdan internette çığır açan bir dil öğrenme uygulaması. Ben tarihçesini ya da amaçlarını anlatmayacağım bunu kurucusu Luis von Ahn'a bırakacağım. TED konuşmasını sayfanın altında paylaşacağım.
Asıl değinmek istediğim konu öğretim yöntemleri. Ben İngilizce öğretmeniyim. Bir devlet okulunda görev yapıyorum. Bu sitede zaman geçirdikten sonra okullarda kullandığımız yöntemleri çok ciddi bir şekilde sorgulamaya başladım. Sitede bir dilde konuşma, yazma, okuma ve dinleme konularında tam anlamıyla profesyonel olamasanız da lise mezunu seviyesine gelmeniz mümkün. Yani lise mezunu dediysem kitaplarda ulaşılması hedeflenen standartlara ulaşabiliyorsunuz. Peki bu site kitapsız, deftersiz, uzun uzun anlatımlar olmaksızın bunu nasıl başarıyor?




Öncelikle sitede çok şık bir dizayn söz konusu. Yabancı dil öğretmenleri iyi bilir bu konunun önemini. Sınıflarımızı öğrencinin ilgisini çekecek hale getirmek için çok uğraşıyoruz nitekim. Şık ve bir o kadar da basit bir görsellik var. Hemen örneklendireyim.

Bu gördüğümüz yuvarlak beceriler başlangıç seviyesi. Her bir beceri kendi içinde 1-6 alt beceriyi barındırıyor. Derse başlamadan önce neler öğrenileceği kısaca verilmiş. Bizim ders kitaplarında her üniteden önce yazar ya hani. Aynı hesap. 
Normalde öğrencilere anlatırken zorlandığımız "to be" fiili genel olarak temeller bölümünde anlatılıyor. Ama daha eğlenceli biçimde.
Çok basit resimlerle kelimeler bir kez gösteriliyor. Sonra bu resimde görülen "woman" kelimesi cümlelerde karşımıza çıkacak.
Basit bir writing aktivitesi.
Çeviri aktivitesi. Bu sırada ingilizcesi mütemadiyen tekrar ediliyor.


Olmazsa olmaz. Çoktan seçmeli.
Şimdi resmini çekemedim ama söyleneni tekrar ettiğimiz, sorulan bir sorunun cevabını verdiğimiz konuşma aktiviteleri var. Dinleme aktiviteleri olarak da söyleneni yazmamızın istendiği bölümler mevcut.
Sitede amacımız bütün becerileri tamamlamak. Ayrıca kendimizin belirlediği günlük amacımızı tamamlayarak sitenin maskotu olan baykuşumuzu şu halde tutabilmek.
Eğer günlük hedefi tutturamazsanız bu resim şuna dönüyor:
Becerileri tamamlarken önceden öğrendiklerimiz de unutulmaya başlıyor. Sitede bunları tekrar etmemiz konusunda da hatırlatmalar mevcut.
Tüm becerileri tamamlarsanız kupa alıyorsunuz.


Kupa alınca bitmiyor. Wikipedia gibi sitelerden alınmış makalelerden çeviri yapabileceğiniz bir bölüm de mevcut. 
Öğreniyoruz. Bitmiyor, uyguluyoruz. Hatta işin sırrı burada bence. Öğrendiğimizi uygulayınca tam anlamıyla öğreniyoruz. 
Okulda öğrencilere dayatılan sınav sistemi yüzünden hayal ettiklerimizi gerçekleştiremiyoruz belki. Ama şunu bilmeliyiz ki dil öğretiminde başarıya ulaşan böyle bir örnek mevcut. Öyleyse biz neden öğrencileri işe yaramayacağını, kullanmayacaklarını bile bile sıkıcı ve ağır bir İngilizce dersine mahkum edelim? Bize bile bildiğimizi unutturan bir sistemde boğulmaya karşı çıkıyorum.
Derslerimde örnek alacağım bir sistem olarak DUOLINGO'yu incelemeye davet ediyorum tüm İngilizce öğretmenlerini.
Devam eden yazımda yine benzer bir sistem olarak CLASS DOJO'dan bahsedeceğim.
Şimdi sözü Duolingo'nun kurucusu Luis von Ahn'a bırakıyorum.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Osmanlıca Türkçesi Metinleri I - Aşıkpaşazade - Tevarih-i Ali Osman

Osmanlıca Türkçesi Metinleri I dersinden  Aşıkpaşazade'den  "Tevarih-i Ali Osman" metnini daha kolay çalışılabilir bir hale getirmeye çalıştım. Bu seferki not diğerlerinden daha uzun sürdü ve uğraştırdı. Ama güzel oldu. Eğer buradan çalışırsanız güzel sonuçlar gelebileceğini düşünüyorum ben şahsen. PDF alttadır. Kolay gelsin.

Derslerde kullanılabilecek tanışma aktiviteleri (ice-breakers)

Malum yeni eğitim öğretim yılına başlamak üzereyiz. Eğer benim gibi okul değiştirenlerdenseniz ya da yeni tanışacağınız sınıflar varsa benim de internetten bulduğum tanışma aktivitelerini derliyorum. Hem ben bir kaçını kullanacağım hem de sizin işinize yarayan olur belki. :) 1. TOP HAVUZU Öğrenciler birer soru hazırlayıp kağıtlara yazarlar. Sonra bu kağıtlar top haline getirilip sınıfın ortasına atılır. (Alternatif olarak bir kase ya da kutuya da konabilir.)  Öğretmen de daha önce hazırlamış olduğu soruları aynı şekilde kutuya yerleştirebilir. Sonra öğrenciler ikişer ikişer ortaya kalkıp bir soru seçer ve birbirlerine sorarlar.  Basit ve az hazırlık gerektiren bir aktivite :) 2. İÇ İÇE DAİRELER Öğrenciler yüzleri birbirine bakacak şekilde iç içe iki daire oluşturur. Birbirlerine sorular sorarak ortak en az bir noktalarını bulmaya çalışırlar. (En sevdikleri renkler, müzik türleri, filmler gibi.) Daire öğrencilerin hızlarına ya da sizin istediğiniz bir sürede bir iste

"HAYALLERİMDEKİ OKUL"

Türkiye’de milyonlarca öğrenci her gün an az 7 saatini okullarda geçiriyor. Bu 7 saati nasıl geçirecekleri ya da yaptıkları şeylerin ne işe yarayacağı hakkında hiçbir bilgileri ve tercih hakları da yok üstelik. Ben de bir öğretmen olarak merak ettim, acaba tercih hakları olsaydı nasıl düzenlerlerdi okulu, dersleri ve öğretmenleri diye. Üç soru sordum öğrencilere: 1) Hayalinizdeki okul binası (Sınıf, bahçe ve teknik yeterlilikleri burada açıklayacaklar.) 2) Hayalinizdeki öğretmen (Özellikle okuldaki herhangi bir öğretmeni yazmamalarını istedim. Var olmayan sadece kendi hayal ettikleri bir öğretmen olmalıydı bu.) 3) Hayalinizdeki dersler (Okulda hangi derslerin olmasını isterler) Öğrencilerden hayli ilginç sonuçlar geldi. Bunları paylaşmak istiyorum. 1) Hayalimdeki Okul Binası Bu soruda ilkokul öğrencileri daha çok eve benzeyen bir okul hayal ettiklerini belirttiler. Sınıflarda halı olmasını istemişler. Okulun güvenli olması üzerinde durmuşlar. Okulda kendilerini güvende his